atacc 2007 yılında istanbul teknik üniversitesi mimarlık fakültesinde lisans eğitimimizi sürdürürken, bizim - nur çıkla, ışıl uysal ve gülşah aykaç- tarafımızdan kurulmuş bir öğrenci oluşumudur.
mimarlık eğitiminin teorikleştirilerek anlatıldığı ve içine sıkışıp kaldığı formel ortamını sorgulayan ataçç, zihinsel egzersize dayalı, hızlı üretip daha hızlı ve daha çok üretmeyi tetikleyen, günceli, geçmişi ve bugünü bütün olarak ele alan enformel bir alanda işler üreterek ilk dönem çalışmalarına başlar.
bu çalışmalarda, ifade araçlarını -grafik, video, maket, fotoğraf, ses kaydı, yazı, …- çeşitlendirir ve bu araçların aynı zamanda birer deney olduğunu anlatmaya çalışır.
ortaya çıkan ürünün herkesin başka bir şey aldığı ve ‘bir şeyden ne çok şey çıktığı’ durumlarını yaşatmasını ister.
akademik hayatta grafik, enstelasyon, yazı gibi çalışmalar yaparak herkesle birlikte farkındalıklarını oluşturmaya başlayan,
sanatçının bir insan, sanatın ise bir düşünce olduğunu belirten oluşum, ikinci dönem çalışmalarında müzik, dans, tiyatro gibi
çeşitli disiplinlerden insanlarla biraraya gelip, M+ - mimarlık ve- adlı disiplinlerarası çalışmalar yürütür.
dışarı taşmanın ve 'sanat'ın biraradalığının önemini deneyimleyen ataçç düşünmeye, tartışmaya ve üretmeye, etkileşimli projeleriyle devam ediyor.
atacc is founded by Nur Çıkla, Işıl Uysal and Gülşah Aykaç in Istanbul Technical University - Faculty of Architecture – in 2007.
Atacc started its works by analiyzing the architectural education that is formalized and limited by rules and theories. The works aim to exercise mind and make creativity free. We have a paradigm that consider past, today and future totally. To express projects, use several tools as like as video, graphic design, music, essay and dance… To use several tools is also an important experiment.
Started to gain new awarenesses with participants in academy by creating various outputs from one basic subject.
ATACC - emphasizes that artist is a human being and art is a thought - started to work with other disciplines in second term works. We got together with musicians, actresses and dancers and organized interdisciplinary workshops called M+ (architecture+); So experienced the importance of thinking and creating together. We continue thinking, discussing, creating with interactive projects.
mimarlık eğitiminin teorikleştirilerek anlatıldığı ve içine sıkışıp kaldığı formel ortamını sorgulayan ataçç, zihinsel egzersize dayalı, hızlı üretip daha hızlı ve daha çok üretmeyi tetikleyen, günceli, geçmişi ve bugünü bütün olarak ele alan enformel bir alanda işler üreterek ilk dönem çalışmalarına başlar.
bu çalışmalarda, ifade araçlarını -grafik, video, maket, fotoğraf, ses kaydı, yazı, …- çeşitlendirir ve bu araçların aynı zamanda birer deney olduğunu anlatmaya çalışır.
ortaya çıkan ürünün herkesin başka bir şey aldığı ve ‘bir şeyden ne çok şey çıktığı’ durumlarını yaşatmasını ister.
akademik hayatta grafik, enstelasyon, yazı gibi çalışmalar yaparak herkesle birlikte farkındalıklarını oluşturmaya başlayan,
sanatçının bir insan, sanatın ise bir düşünce olduğunu belirten oluşum, ikinci dönem çalışmalarında müzik, dans, tiyatro gibi
çeşitli disiplinlerden insanlarla biraraya gelip, M+ - mimarlık ve- adlı disiplinlerarası çalışmalar yürütür.
dışarı taşmanın ve 'sanat'ın biraradalığının önemini deneyimleyen ataçç düşünmeye, tartışmaya ve üretmeye, etkileşimli projeleriyle devam ediyor.
atacc is founded by Nur Çıkla, Işıl Uysal and Gülşah Aykaç in Istanbul Technical University - Faculty of Architecture – in 2007.
Atacc started its works by analiyzing the architectural education that is formalized and limited by rules and theories. The works aim to exercise mind and make creativity free. We have a paradigm that consider past, today and future totally. To express projects, use several tools as like as video, graphic design, music, essay and dance… To use several tools is also an important experiment.
Started to gain new awarenesses with participants in academy by creating various outputs from one basic subject.
ATACC - emphasizes that artist is a human being and art is a thought - started to work with other disciplines in second term works. We got together with musicians, actresses and dancers and organized interdisciplinary workshops called M+ (architecture+); So experienced the importance of thinking and creating together. We continue thinking, discussing, creating with interactive projects.
11 Ekim 2009 Pazar
26 Mayıs 2009 Salı
KUTU
kutu projesi sanatçının ürününü ortaya koyma şekline yeni bir yaklaşımdır. yalnızca sergilenen ve bazen paylaşıma açık bir şekilde arşivlenen ürünler, neoliberal toplumsal yaşayışta kendi devinimini oluşturmakta zorlanır. etki alanı zaten kısıtlanan, aile koleksiyonlarının şıklığının gölgesinde kalan ürün binlercesi ile aynı kaderi yaşar. ürün dediğimiz kavram sanatçı dediğimiz herhangi bir insanın herhangi bir düşünsel üretimi olabilir. kutu ise bir çeşit geri dönüşüme hizmet eder. ürünü alır, depolar, dönem dönem arşivler, onu diğer ürünlerle etkileşime sokar. yani parçaları birleştirir toplar arşivler dağıtır. bir çeşit kitaplıktır bir sergileme yöntemidir ve üretimin parçası olan bir makinadır.
kutu bir gerçek anlamda bir kutu ya da yaşadığımız büyük kutular olan mekanlar olabilir. sanal olarak kutu bilgisayar ekranının ta kendisidir. kutunun farkında olmak paylaşım, etkileşim, depolamak ve biriktirmenin farkında olmaktır.
mobil kutular kodlanır ve bir çeşit haritalama ile istanbuldan başlayarak çeşitli yerlere yerleştirilir.
basit anlamda mobil kutuya atılan bir cd atılan bir kitap bir enstalasyon parçası olabilir. kitapla cd cdyle fotoğraf fotoğrafla başka birşeyin birlikteliği insanlara yakınlığı ve oluşturduğu yeni ürünler, konulduğu yerle ilişkisi, dönemsel olarak yer değiştirerek kurduğu ilişkiler ve bu matristen çıkan yeni bir dil, kurduğumuz ve inatla kendimizi ifade etmeye çalıştğımız dili daha rahat ve daha az kalıplara kurban ederek kullanmamızı sağlar. ne de olsa sanatçı bir insan sanatsa bir ifadedir.
kutu bir gerçek anlamda bir kutu ya da yaşadığımız büyük kutular olan mekanlar olabilir. sanal olarak kutu bilgisayar ekranının ta kendisidir. kutunun farkında olmak paylaşım, etkileşim, depolamak ve biriktirmenin farkında olmaktır.
mobil kutular kodlanır ve bir çeşit haritalama ile istanbuldan başlayarak çeşitli yerlere yerleştirilir.
basit anlamda mobil kutuya atılan bir cd atılan bir kitap bir enstalasyon parçası olabilir. kitapla cd cdyle fotoğraf fotoğrafla başka birşeyin birlikteliği insanlara yakınlığı ve oluşturduğu yeni ürünler, konulduğu yerle ilişkisi, dönemsel olarak yer değiştirerek kurduğu ilişkiler ve bu matristen çıkan yeni bir dil, kurduğumuz ve inatla kendimizi ifade etmeye çalıştğımız dili daha rahat ve daha az kalıplara kurban ederek kullanmamızı sağlar. ne de olsa sanatçı bir insan sanatsa bir ifadedir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)